SEMİNER VE KONFERANSLAR
Tüm Seminerler için Tıklayınız.
FACEBOOK
TWİTTER
Duyurular

-----

Konferanslar Seminerler Atölyeler

Amaç, İçerik ve Eğitim Süreçleri için tıklayınız 

Konferans, Seminer ve Atölye çalışması isteklerinizi
muallimmy@gmail.com e-posta adresine yazabilirsiniz.

----

Muhammet Yılmaz'ın Seminer ve Konferans Programlarından Bazıları

(Seminerlerin yeri konusu ile ilgili bilgi almak için iletişim bölümünden bilgi talep edebilirsiniz.)

 
  • 24 Şubat 2024-KONYA
  • 17 Şubat 2024-ANKARA
  • 06-07 Şubat 2024-KOCAELİ
  • 20 Ocak 2024-ANKARA
  • 09 Ocak 2024-ÇATALCA
  • 06 Aralık 2023-AKSARAY
  • 30 Kasım 2023-KONYA
  • 21 Kasım 2023-GÜNGÖREN
  • 18 Kasım 2023-BURSA
  • 09 Ekim 2023-İSTANBUL
  • 13 Eylül 2023-ANKARA
  • 06 Eylül 2023-İSTANBUL
  • 05 Eylül 2023-KOCAELİ
  • 01 Eylül 2023-ANKARA
  • 21 Temmuz 2023-RİZE
  • 02 Mayıs 2023-DENİZLİ
  • 15 Nisan2023-İSTANBUL

 

Fransa İzlenimlerim

Alp Dağlarının üzerinden süzülen çelik kuşumuz, büyük bir nükleer santralin üzerinden geçerek tarım arazileriyle kaplı geniş bir ovada kurulu Lyon şehri havalimanına inişini gerçekleştirdi. Yere ayak basınca ortaokul, lise ve üniversitede on bir yıl Fransızca okumama rağmen derdimi anlatacak kadar Fransızca konuşamadığım için kendime çok kızdım. Ama bunun asıl sorumlusunun eğitim sistemi olduğunu da söylemeliyim. Şehir çok sakin, sokaklarda çok az insan görüyorsunuz. Herkes kendi aracıyla yolculuk ettiği için trafik kalabalık ama bütün sürücüler trafik kurallarına uyduğu için bir sorun yaşanmıyor.

Gezimiz sadece Lyon bölgesini kapsıyordu. Ancak Fransa’nın farklı bölgelerinden gelen ve halkın içinde yaşayan elliden fazla din görevlisi, akademisyen ve bürokratla görüşme fırsatım oldu. Bu sebeple farklı bakış açılarından yararlanarak durum değerlendirmesi yapma fırsatı buldum.

Fransız ekonomisi 2007’deki krizden çok fazla etkilenmiş. Ekonomik krizler refah düzeyi yüksek bir yaşam tarzına alışmış toplumlara sosyal ve psikolojik açıdan büyük sorunların ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Bunun en güzel örneklerinden biri Fransa’da yaşanıyor. Fransız toplumu eskisi kadar kendini güvende hissetmediği için psikolojik sorunlarda artış meydana gelmiş. Ekonominin zayıflaması toplumun sosyal dokusunda bazı sorunların ortaya çıkmasına ve zaten çok güçlü olmayan toplumsal değerlerin iyice zayıflamasına sebep olmuş.

Fransızlar bireysel özgürlüklerine çok düşkünler ve çok fazla çalışmıyorlar. Avrupa Birliği ülkeleri arasında haftalık çalışma saatleri en düşük ülke durumunda ve çalışanlar bu konuda hiç taviz vermiyorlar. Bireysel çıkarlarını daha fazla düşündükleri için toplum için fedakârlıkta bulunmuyorlar. Bu durum onların Almanlar karşısında iyice zayıflamalarına sebep oluyormuş. Çünkü Almanya’da haftalık çalışma saati daha fazla ve onlar toplum için bireysel çıkarlardan vazgeçilmesi gerektiği yönünde eğitimliler.

Fransa’da aile kurumu neredeyse bütün işlevini kaybetmiş durumda. Öğrendiğime göre nüfusun sadece yüzde on beşlik muhafazakâr kesimi aile kurumuna ve manevi değerlere sahip çıkmaya çalışıyor. Bu bağlamda eşcinsel evliliklerin serbest bırakılması büyük tartışmalara sebep olmuş. Şimdi de okullarda sekiz yaşından itibaren verilen cinsel eğitim ders programlarına, eşcinsel ilişkileri doğal bir tercih olarak gösteren konulara yer verilecek olması tartışmalara sebep oluyormuş. Burada hemen hatırlatmada yarar var ki Fransa’da sekiz yaşındaki çocuklara resim ve filmlerle desteklenen, neyin nasıl yapılması gerektiğini açıkça anlatan cinsel eğitim veriliyor. Bu eğitimler ülkedeki Müslümanlarla birlikte dindar Katolikleri de rahatsız ediyormuş.

Fransa’da yedi yüz bine yakın Türk yaşıyor. Elli yıl önce işçi olarak buraya gelen Türkler diğer yabancıların aksine Fransızların bütün çabalarına rağmen asimile olmamışlar. Bunu kapalı bir toplum halinde kendi hallerinde yaşamaya borçluymuşlar. Fransa’da tanığım çok değerli insanlardan biri olan Rouen Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Akıncı Bey, Türklerin kendi hallerinde kapalı bir toplum olarak yaşamalarının kendilerine pahalıya mal olduğunu, ilk iki neslin dillerini ve kültürlerini bu şekilde korumayı başarmakla beraber Fransa’da söz sahibi olabilecek insanlar yetiştiremediklerini söyledi. Aynı zamanda dil gelişim uzmanı olan Sayın Akıncı, Türklerin asimile olmadan var olma mücadelesi verebilmeleri için Türkçeyi unutmadan Fransızca öğrenmeleri ve eğitime önem vermeleri gerektiği fikrini savunmaktadır.

Fransa genelinde Türkiye’den göç etmiş olan insanlarımız için Diyanet İşleri Başkanlığımızın oradaki hizmetleri çok önemli bir işlev görmektedir. Burada çok sayıda din görevlisi hizmet etmekle birlikte bu hizmetler yetersiz kalmaktadır. Buradaki din görevlilerimiz sadece dini hizmetlerde bulunmuyorlar. Vatandaşlarımızın sağlık, eğitim, sosyal, ekonomik sorunlarıyla ilgilenmek zorunda kalıyorlar. Bu durum, onların bedenen ve ruhen yorgun düşmesine sebep oluyor. Lyon’da düzenlenen üç günlük bir seminer programından çok memnun ve mutlu ayrılmalarının onlara uzun süre yeni bir enerji sağlayacağını umuyorum. Ancak buradaki vatandaşlarımız özellikle aile danışmanlarına ihtiyaç duymaktadırlar. Bu ihtiyacın karşılanmaması halinde Fransa’daki insanlarımızın sorunlarında ilerleyen zamanlarda büyük artışlar meydana gelebilir.

Lyon Din Hizmetleri Ataşesi Ahmet Turan Özdemir Bey, geziye Ankara’dan katılan Yurt Dişi Eğitim ve rehberlik daire Başkanı Sayın Ahmet Dilek Bey, Uzman Yardımcısı Sayın Hasan Yerkazan Bey ile birlikte bizlere çok iyi bir misafirperverlik örneği gösterdiler.

Gezimizin en renkli siması hiç kuşkusuz değerli öğretmen arkadaşım Erdem Çakı’ydı. Erdem Bey seminerlere katılan eğitimci arkadaşlara çok keyifli oyunlar öğretip oynatmakla kalmadı gezinin her anında neşesiyle bize keyif kattı. Kendisine özellikle teşekkür ediyorum.

Başka bir yolculukta, başka bir ülkenin hallerini paylaşıncaya kadar hoşça bakın zatınıza.

Muhammet YILMAZ

Öğretmen/Eğitimci-Yazar

Web: www.muhammetyilmaz.com

Twitter: https://twitter.com/muhammet_yilmaz