SEMİNER VE KONFERANSLAR
Tüm Seminerler için Tıklayınız.
FACEBOOK
TWİTTER
Duyurular

-----

Konferanslar Seminerler Atölyeler

Amaç, İçerik ve Eğitim Süreçleri için tıklayınız 

Konferans, Seminer ve Atölye çalışması isteklerinizi
muallimmy@gmail.com e-posta adresine yazabilirsiniz.

----

Muhammet Yılmaz'ın Seminer ve Konferans Programlarından Bazıları

(Seminerlerin yeri konusu ile ilgili bilgi almak için iletişim bölümünden bilgi talep edebilirsiniz.)

 
  • 24 Şubat 2024-KONYA
  • 17 Şubat 2024-ANKARA
  • 06-07 Şubat 2024-KOCAELİ
  • 20 Ocak 2024-ANKARA
  • 09 Ocak 2024-ÇATALCA
  • 06 Aralık 2023-AKSARAY
  • 30 Kasım 2023-KONYA
  • 21 Kasım 2023-GÜNGÖREN
  • 18 Kasım 2023-BURSA
  • 09 Ekim 2023-İSTANBUL
  • 13 Eylül 2023-ANKARA
  • 06 Eylül 2023-İSTANBUL
  • 05 Eylül 2023-KOCAELİ
  • 01 Eylül 2023-ANKARA
  • 21 Temmuz 2023-RİZE
  • 02 Mayıs 2023-DENİZLİ
  • 15 Nisan2023-İSTANBUL

 

KAPİTALİZMLE MÜCADELE ETMEK BİR İBADETTİR

KAPİTALİZMLE MÜCADELE ETMEK BİR İBADETTİR

      Bugün dünyada olup bitenler emperyalistlerin küresel köleleştirme operasyonunun bir parçasıdır. Vahşi kapitalizm azla yetinmemektedir, bütün insanları köleleştirmek ve bütün dünyayı sömürmek istemektedir. Açgözlülük ve doyumsuzlukta sınır tanımadıkları için dünya dışında da kendine tüketecek yerler aramaktadır.

   Nedir bu kapitalizm, kimdir bu insanlar? Sözlüklere ve ekonomi kitaplarına bakarsanız aldatıcı bilgilerle karşılaşırsınız. Çünkü size ne açık düşüncelerini, ne kaynağını ne de sonucunu söylerler. Kapitalizm maddeye tapan, manayı küçümseyen ve yok sayan batı medeniyetinin bir ürünüdür. Romalılardan beri gelişe gelişe bugünkü halini almıştır. En gelişmiş şekli Amerika Birleşik Devletlerinde kendini bulmuştur.

     Kapitalizm çok tanrılı bir yapıya sahiptir. Başlıca iki büyük tanrısı vardır; para ve güç. Kapitalistler paraya ve güce taparlar. Ne gerçek tanrıya inanır ne de adalete. Ahlaki ve insanı değerlerin hayatlarında hiçbir yeri yoktur. Para kazanmak için milyonlarca insanı gözlerini kırpmadan öldürebilir, milyonlarcasının ayaklarına pranga vurup köleleştirebilirler. Paraya ve güce ulaşmak için her şey mubahtır; annelerini bile satabilirler. Bunları yaparken vicdanlarında hiçbir sızlanma belirtisi olamayacak kadar kalpleri katıdır.

      Kapitalist ülkeler aynı zamanda emperyalisttirler. Onların damarlarında sömürü kanı dolaşır. Kapitalizm küresel doyum ihtiyacını emperyalizmle sağlar. Emperyalizm, kapitalist zihniyetle devletlerin halkını veya diğer ülkeleri sömürmesi şeklinde gerçekleşir. Bundan dolayı bugün dünyada gerçekleştirilmeye çalışılan küresel köleleştirme operasyonları kapitalizm ve emperyalizmin ortak ürünüdür.

      Peki, bu gidişle nereye varacaktır? Bu sorunun cevabını tahmin etmek zor değildir. Kapitalizm kendi etiyle beslenen bir vahşi olduğu için kendi sonunu kendisi getirecektir. Ancak vahim olan şey kendi sonunu getirirken insanlığı da öldürecektir. Buna engel olacak tek güç insanlığının farkında olan, bir emanet bilinci taşıyan cesur ve inançlı insanlardır.

     Bugün dünyada kapitalizmi ve onun getirdiği emperyalizmi durdurabilecek güç sadece Müslümanlarda, o da potansiyel olarak bulunmaktadır. Emperyalistlerin İslam coğrafyasına çullanmasının asıl sebebi de budur. Kendilerini durdurma potansiyelinin farkına varmamaları için Müslümanlara göz açtırmadan onları köleleştirmeye çalışmaktadırlar.

     Peki, Müslümanlardaki kapitalizme dur diyecek potansiyel nedir, kaynağını nerden almaktadır? Hemen cevaplayalım; Allah’ın insana verdiği “EMANET”, Kur’an’ın emrettiği “ADALET” ve Hz. Muhammed’in örneklediği “MÜCADELE YÖNTEMİ”.

    Yüce Allah varlıkların korunması ve yeryüzünde adaletin sağlanması görevini insana “EMANET” etmiştir. Müslümanın da Allah’a iman etmesi aynı zamanda bu emaneti de korumaya söz vermesi demektir. Gerçek Müslüman emaneti gerekirse canı pahasına korumakla sorumludur. Emanetin korunması konusunda en önemli ilke “Emr-i bi’l-maruf, nehy-i ani’l-münker”dir. Yani iyiliği yaymak ve kötülükleri engellemek. Bu Kur’an’ın en önemli emirlerinden biridir ancak Müslümanlara unutturulmuştur. Bu sebeple hatırlandığı ve farkında olunduğu zaman büyük bir enerjiye dönüşebilecek bir güçtür.

     Kur’an Müslümanlara “ADALET”i emreder. Adalet, kâinatı ayakta tutar. Adalet olmadığı zaman evrenin dengesi bozulur, uyumu yok olur ve böylece evren ölür yani işlevini yitirir. Bu durum toplum için de aynıdır. Adaletin olmadığı toplumlar, çürür, yozlaşır ve zulümle yok olur. Müslüman kendi çıkarlarına aykırı da olsa adaletten ayrılmaz, toplumda adaletin sağlanması için fiili olarak mücadele ederek toplumu hak ile ayakta tutmaya çalışır. Bu da emanetin bir parçası ve Müslümanın en önemli görevidir.

     Kapitalizme dur deme potansiyelinden üçüncüsü Hz. Muhammed’in “MÜCADELE YÖNTEMİ”dir. Peygamberimiz sanıldığı gibi sıkıştığı yerde mucizelerle desteklenen bir hayat yaşamamıştır. O canını, kanını ve malını ortaya koyarak emanet ve adalet için mücadele etmiştir. Evet, Hz. Muhammed ibadete, Allah’ı zikre O’nu tesbih etmeye zaman ayırırdı. Ama yine sanıldığı gibi günlerini, aylarını bunlarla geçirmezdi. O sürekli toplumun içindeydi ve toplumun sorunlarına çözüm üretme mücadelesi vermişti. Hz. Muhammed’in ömrü insanları sömüren egemen güçlerle mücadele ile geçmiştir. Onu örnek alan bir Müslüman kapitalist kan emiciler için büyük bir tehlike oluşturmaktadır.

     Sonuç olarak yine sanıldığı gibi İslam’da ibadet sadece namaz, oruç, zekât, hac ve kurbandan ibaret değildir. Emaneti korumak, adaleti sağlamak ve insanı yaşatarak onun onurunu korumak diğer ibadetlerden daha değersiz değildir. Bu nedenle kapitalizmle mücadele etmek ibadettir, farzdır. Kapitalizmle mücadele etmek insanın hem topluma hem de Allah’a karşı en önemli görevidir.

Muhammet YILMAZ

Öğretmen/Eğitimci-Yazar

http://www.muhammetyilmaz.com

https://twitter.com/muhammet_yilmaz