-----
| Konferanslar | Seminerler | Atölyeler |
 |
 |
 |
Amaç, İçerik ve Eğitim Süreçleri için tıklayınız
----
Muhammet Yılmaz'ın Seminer ve Konferans Programlarından Bazıları
(Seminerlerin yeri konusu ile ilgili bilgi almak için iletişim bölümünden bilgi talep edebilirsiniz.)
|
|
Keyifli Dersler
Bir lise öğrencisine “Öğretmen ve öğrencilerin keyif aldığı, öğrencilerin eğlenerek öğrendiği yöntemlere bir örnek verir misin?” diye sorunca “Okulda eğlenerek öğrenmek mi olur? Belki kimya öğretmeni yakıcı maddelerin özelliklerini anlatırken okulu yakarsa eğlenceli olabilir. Böylece öğretici bir zaman dilimi de yaşanmış olur.” diye cevap verdi.
Öğrenme-öğretme etkinliklerinde hem öğretmenler hem de öğrenciler için sıkıcılık büyük bir sorundur. Bu sorun, zaman zaman öğrencileri okula gitmekten nefret ettirecek boyutlara ulaşmaktadır. Geleneksel yöntemlerle yapılan öğretim etkinliklerinin zamanımız öğrencilerinin ilgisini çekmemesi sınıf ortamının bugün daha da sıkıcı olmasına sebep olmaktadır. Öğrenciler artık öğretmen merkezli ve kendilerinin pasif kaldığı yöntemlerden haz etmemektedirler. Zaten bilimsel araştırmalar dinlemeye dayalı öğrenmenin insan beyninin en düşük düzeyde cevap verdiği yöntemlerden biri olduğunu göstermektedir. Bu sebeple beynin görsel, işitsel, duygusal ve motor öğrenme yeteneklerinin önemsenmesi ve buna uygun yöntem ve tekniklerin geliştirilip uygulanması gerekir.
Öğrenme ortamına veya öğrenmeye karşı duyulan olumsuz duygular öğrencilerin konuyu öğrenmesine ve uzun süre hafızada tutmasına engel olmaktadır. Oysa öğretimin başarısı, öğrenmenin gerçekleşmesi ve öğrenilenlerin hatırlanmasıyla doğrudan ilgilidir. Öğretmenlerin yöntem ve tekniklerini doğru belirlemesi daha fazla öğrenciye ulaşmak açısından da oldukça önemlidir. Öğrencilerin ilgi ve yetenekleri birbirinden farklıdır. Bu farklılıklar onlara değişik yöntem ve tekniklerle öğretmeyi gerekli hale getirir. Öğrencilerin aktif olarak katıldığı, ilgi ve yeteneklerine hitap eden yöntemler derslerdeki sıkıcılığı ortadan kaldırabilen ve okulu onlar için yaşanacak bir mekân haline getirebilen önemli etkenlerdendir.
Öğretmenin hızlı adımlarla sınıfa girmesi; gülümseyerek, gür bir sesle ve samimiyetle öğrencilerini selamlaması bir dersin keyifli geçmesini sağlamak açısından önemlidir. Dersin sonunda ulaşılması hedeflenen kazanıma ulaştıracak çarpıcı, merak uyandıran bir soru, haber, olay, fıkra veya hikâye ile derse giriş yapılması keyifli bir başlangıç için iyi olacaktır.
Öğretmenler, öğrencilerin yaş gruplarına uygun, onların katılabileceği ve keyif alacakları etkinliklerle dersleri işlemelidir. İlkokul ve ortaokulda öğrenciler oyun etkinliklerinden daha fazla keyif alırlar. Öğretmenin de bu oyunlara katılmasının öğrenciler için çok daha anlamlı olduğu unutulmamalıdır. Ancak liselerde konuyu oyunlarla öğretmek bazı öğrenciler tarafından çocuk yerine konuldukları algısıyla anlayışla karşılanmayabilir. Bu sebeple lise öğrencilerine uygun oyun hazırlığı yoksa öğretmenlerin oyun etkinliklerinden kaçınması gerekir.
Çocuklar duygularını ve yaşadıklarını, ergenler ise sorunlarını ve düşüncelerini konuşmaktan ve bu şekilde kendilerini ifade etmekten hoşlanırlar. Öğrencilerin kendilerini ifade etmelerine fırsat tanıyan öğretmenlerin dersleri de daha keyifli geçer. Öğrencilerin yeteneklerini ortaya koymaları, kendilerini ifade etmeleri ve duygularını davranışlarına yansıtmaları açısından drama etkinlikleri dersten başka bir keyif almalarına vesile olur. Drama etkinliklerinin öğretici gücü hem öğrencinin aktif olmasından hem de yaptığı etkinlikten keyif almasından kaynaklanır.
Keyifli bir ders için öğrencilere başarabilecekleri ve kendilerini ispatlayabilecekleri görevler vermekte yarar vardır. Örneğin bilenlerin bilmeyenlere öğretmesi hem keyifli bir etkinliktir hem de birlikte öğrenmenin tadına varan öğrenciler için daha sonraki derslere yönelik motivasyonu artıran bir etkisi olur. Aynı şekilde hazırlamakta zorlanmayacakları ama sunarken keyif alacakları basit ödevler de öğrencilerin dersleri sevmelerine katkıda bulunabilir.
Öğrencilerin etkinliklerden hoşlanmaları öğretmenlerin tutumlarına bağlıdır. Öğretmenlerin etkinliklere bizzat katılması, öğrencileriyle birlikte olmaktan hoşnut olması ve etkinlikten keyif aldığını belli etmesi öğrencilerle iyi ilişkiler kurmasını sağlar.
Öğretmen aynı zamanda bir tiyatro sanatçısı gibi olmalıdır. Birazcık tiyatro kabiliyeti ile birlikte beden dilini iyi kullanması ve özellikle mimikleri, öğretmenin dersi eğlenerek öğretmesine katkı sağlayacaktır. Ancak öğretmen tiyatro sanatçısı gibi ders sunma davranışlarını abartmamalıdır. Eğer bu konuda ölçüyü kaçırırsa öğrencilerin kendisini hafife almalarına ve kendisiyle alay etmelerine sebep olabilir. Böylece disiplini sağlama görevini yerine getiremez hale gelebilir. Değerli meslektaşlarıma keyifli dersler dilerim.
Muhammet YILMAZ
Öğretmen-Eğitimci-Yazar
Twitter: https://twitter.com/muhammet_yilmaz
