SEMİNER VE KONFERANSLAR
Tüm Seminerler için Tıklayınız.
FACEBOOK
TWİTTER
DUYURULAR

İNSAN VE İSLAM

Bir Anlama Çabası

Bu eser, “İnsan kimdir? ve “İslâm nedir?” sorularına anlam boyutunu önceleyerek cevap bulmayı, başta gençler olmak üzere sorgulayan, anlama gayreti içinde olan herkesin İslam’ı ana hatları ile doğru anlamasına, insanın neye inandığını bilmesine, hangi ibadeti niçin yaptığının farkında olmasına katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.

 
MÜSLÜMAN MAHALLESİNDE ENGİZİSYON MAHKEMESİ KURMAK

MÜSLÜMAN MAHALLESİNDE

ENGİZİSYON MAHKEMESİ KURMAK

Ortaçağ Avrupa’sında dini otorite olan Kilise ve din adamları, kendi dogmalarını, hurafelerini hakikat olarak kabul etmiş ve her türlü tartışmanın ötesinde görmüştür. Yozlaşmış din anlayışları sorgulanamaz, tartışılamaz niteliktedir ve bunlara körü körüne bağlılık esastır. Yeni bir dini, felsefi yorumun; bilimsel görüş veya buluşun; sanatsal yorumun otoriteden onay almadıkça konuşulması, tartışılması, yazılması, yayınlanması yasaktır. Bu yasağı ihlal edenlere; dinden çıkarma (aforoz), toplumdan soyutlama, sürgün, işkence, yakarak, farelere yem ederek ve giyotin ile boynunu vurmak gibi cezalar uygulanmıştır.

Ortaçağ Avrupa’sında uygulanan engizisyon zulmü, bugün yozlaşmış hurafe din anlayışlarını zorla canlı tutmaya çalışanlar tarafından İslam dünyasındaki farklı seslere karşı uygulanmaya çalışılmaktadır. İslam ülkeleri içinde demokrasi ve özgürlükler konusunda en iyilerinden biri olarak görülen Türkiye’de bile yozlaşmış yerleşik din anlayışlarına itiraz eden ve farklı yorumlar getirenler “sapık” veya “hain” diye hedef gösterilmekte ve daha da ileri gidilerek kafir olmakla itham edilip “katli vaciptir” fetvası bile açıkça dillendirilebilmektedir. Hem de din adına ve Allah rızası için!

Dogmatik din anlayışlarına aykırı olduğu için, “Dünya dönüyor” diyen bilim insanlarını idama mahkûm eden zihniyet ile “Bütün varlıklar gibi insan da bazı aşamalardan geçerek yaratılmıştır” diyen bilim insanlarını veya ilahiyat hocalarını dinden çıkmakla suçlayıp ölüm fetvası veren zihniyet arasında bir fark yoktur.

Beş asır önce hakikati haykıranları idama mahkûm edenler de tanrı adına konuşuyordu bugün hakikati haykıranları cehenneme gönderenler de tanrı adına konuşuyor. Dört asır önce skolâstik çukurlarında engizisyon mahkemesi kuranların arkasında nasıl kurum olarak Kilise var idiyse, bugünkülerin arkasında da bazı kurumsal yapılar vardır.

Kur’an, tevhide inanan mü’minlere Allah’tan başka hiçbir otorite kabul etmemeyi emreder. Din adına söz söyleme yetkisi Allah’a aittir. Hz. Muhammed’in görevi vahyi tebliğ etmek ve onu yaşayarak insanlara örnek olmaktır. Resulullah’ın, din adına Kur’an’ın ölçülerine uygun olmayan yeni bir şey ihdas etme yetkisi yoktur ve böyle bir şey de yapmamıştır.

İslam’a göre insan, temel hak ve özgürlüklerini doğuştan getirir. Vahiy de bu temel hak ve özgürlükleri güvence altına alır. İslam’da eşyada mubahlık esastır. Yanı sınır konmamışsa eşya (yiyecek, içecek, düşünce, söz ve eylemler) helaldir.

Kur’an’daki helaller ve haramlar dışında; İslam’da bilim insanlarının, düşünürlerin, ilahiyat hocalarının, sanatçıların; düşünmesine, düşündüklerini ifade etmesine, yeni icatlar geliştirmesine, dini yorumlar yapmasına bir sınırlama getirilmemiştir.

Kur’an’da düşünceye, düşünceyi ifade etmeye, dini inanç ve ibadetlere veya Müslümanların ibadetleri terk etmesine yönelik dünyada uygulanacak herhangi bir ceza yoktur. Sadece toplum düzenini bozacak adam öldürme, hırsızlık, gasp ve zina gibi davranışlara müeyyideler getirilmiştir.

Bu bağlamda insanları inançlarından, düşüncelerinden, bilimsel, sanatsal, siyasal veya dini yorumlarından dolayı değil cezalandırmak, muhakeme etmek bile İslam’a aykırıdır. Hiç kimsenin insanları dini inanç ve düşüncelerinden dolayı; din adına, Allah adına yargılamaya; Müslüman mahallesinde Müslümanlar için engizisyon mahkemesi kurmaya hakkı yoktur!

Saygılarımla.

Muhammet YILMAZ

İlahiyatçı-Yazar

www.muhammetyilmaz.com

www.facebook.com/sayfamuhammetyilmaz