-----
Konferanslar | Seminerler | Atölyeler |
![]() |
![]() |
![]() |
Amaç, İçerik ve Eğitim Süreçleri için tıklayınız
----
Muhammet Yılmaz'ın Seminer ve Konferans Programlarından Bazıları
(Seminerlerin yeri konusu ile ilgili bilgi almak için iletişim bölümünden bilgi talep edebilirsiniz.)
|
|
Öğretmen Yetiştirme Politikalarının Çıkmazlarına Çözüm Önerileri
Milli Eğitim Temel Kanununda değişiklik yapılmasına dair meclise sevk edilen kanunu inceledim. Kanunla getirilmek istenen başlıca değişiklik önerilerinden biri olan öğretmen atamaları konusunu işin atölyesinde olan bir eğitimci olarak değerlendirmek istiyorum.
Kanuna göre aday öğretmenliğe atanabilmek için Bakanlık veya ÖSYM tarafından bir sınav yapılacak. Sınavda başarılı olup aday öğretmenliğe atananlar disiplin cezası almamak şartıyla bir yıllık adaylık süresi sonunda yazılı veya sözlü bir sınava alınacak. Bu sınavda başarılı olanlar öğretmen olarak atanacak, başarılı olamayanlar başka bir il veya ilçede tekrar adaylık eğitimine alınacak. Buradaki adaylığını da başarılı bir şekilde tamamlayamayanların adaylığı elinden alınıp devlet memurluğuna son verilecek.
Ülkemizde öğretmen yetiştirme ve atama konusu her zaman sorunlu olmuştur. Bu sorunlu alan kanun değiştirmekle aşılmaz. İlgili kanun taslağında sınavların nasıl yapılacağı ve sınav komisyonlarının oluşumunun yönetmelikle düzenleneceği ifade edilmektedir. Çok ümitli değilim ama hadi diyelim ki iyi bir yönetmelik çıkardılar. Bu yönetmeliği uygulayabilecek yönetici ve sınavları yapacak yeterlilikte insan potansiyelimiz yoksa öğretmen seçimlerinin adaletli ve liyakate önem verilerek yapılabileceği konusunda çok kuşkuluyum. Ayrıca çok sayıda öğretmen ataması yapıldığı için binlerce adayın sağlıklı değerlendirilmesinin zorluğu da ortadadır.
Ülkemizdeki asıl sorun öğretmen atamaları değildir. Asıl sorun öğretmen yetiştirme politikaları ve öğretmenlerin atandıktan sonra performansları ile ilgilidir. Yeni kanun bu iki konu ile ilgili herhangi bir iyileştirme getirmediği için maalesef başarısız olmaya mahkûmdur.
Sorunun çözümü için sürecin öğretmen yetiştirme ve atanan öğretmenlerin performansı konularına edilmelidir.
Bugünkü uygulamada öğretmen yetiştirme neredeyse tamamen eğitim fakültelerine bırakılmış durudadır. Eğitim fakültesi öğrencilerine yaptırıldığı düşünülen adaylık eğitimi çoğu zaman göstermelik olmaktan öteye gitmemektedir. Eğitim fakültelerinde öğretmenlik deneyimi hiç olmayan veya çok az olan akademisyenlerin öğrencilerini öğretmenliğe hazırlaması da mümkün değildir. Bu sebeplerden dolayı Milli Eğitim Bakanlığı öğretmen yetiştirmeye üniversiteler kadar müdahil olmalıdır. Bakanlık üniversitelerden akademik destek almalı ama plan, program ve uygulama aşamalarını tamamen kendi ihtiyaçlarına uygun yapmalıdır. Ama mutlaka kendini kanıtlamış, bilgi ve deneyim sahibi öğretmenlerinden öğretmen yetiştirme faaliyetlerinde yararlanmalıdır.
Öğretmenlerin atandıktan sonra kendilerini yenileyip geliştirmedikleri ve performanslarını artırıcı girişimlerde bulunmadıkları için eğitimin kalitesinin olumsuz etkilendiği toplumda çok yaygın bir kanaattir. Öğretmenlerin bir kısmı için bu doğru bir tespit olsa da asıl kusur bakanlığındır. Bakanlık, uzun vadeli bir planlama ile kaliteli hizmet içi eğitim programları ve adaletli bir performans değerlendirme ile bu sorunları belli ölçüde çözüme kavuşturabilir. Ancak bir şartla ki Bakanlık, öğretmenlerin hizmet içi eğitimlerinde de kendini kanıtlamış, bilgi ve deneyim sahibi öğretmenlerinden yararlanmalıdır.
Muhammet YILMAZ
Öğretmen/Eğitimci-Yazar
Twitter: https://twitter.com/muhammet_yilmaz