SEMİNER VE KONFERANSLAR
Tüm Seminerler için Tıklayınız.
FACEBOOK
TWİTTER
DUYURULAR

ÖĞRETMENLER İÇİN İKİ KİTAP

   
 

 

OKULLAR YARATICILIĞI NASIL ÖLDÜRÜR?

OKULLAR YARATICILIĞI NASIL ÖLDÜRÜR?

Dr. Ken Robinson, “YARATICI ÖĞRENCİLER” isimli kitabında, “Okullar çocukların yaratıcılığını öldürüyor” tespitinden yola çıkarak, “Öğrencilerin yaratıcılığını nasıl güçlendiririz?” ve “Okulları nasıl daha yararlı ve yaşanabilir bir yer haline getirebiliriz?” sorularına cevap bulmaya çalışıyor.

Mutfaktan bir eğitimci olan Robinson, İngiltere’de öğrencilik, Amerika Birleşik Devletleri’nde öğretmenlik yapmış. Ancak rutin öğretmenlik işleriyle yetinmemiş, eğitimin sorunlarına kafa yormuş ve iyileştirmek için çözümler üretmiş ve geliştirdiği çözümleri uygulamış bir eğitimci. Yazar kitabında, farklı okul modellerinde başarıya ulaşmış farklı eğitim anlayışlarından örnekler vererek geleneksel eğitimin çıkmazlarını ve işe yaramazlığını anlatmaya çalışıyor. Ken Robinson aynı zamanda, kalıpların dışına çıkmak isteyen öğretmelere ışık tutarak ilham kaynağı oluyor.

“Yaratıcı Öğrenciler” kitabından, insanların nasıl öğrendiklerini bilmeyen ve okulların nasıl çalıştığından habersiz kişilerin, eğitimi siyasi ve ticari çıkarları uğruna nasıl yönlendirdiklerini örnekleriyle birlikte okuyabilirsiniz. Yazar kitabında, örgün eğitimin çocukları şekillendirmek için bir mühendislik alanına dönüşmesinin ortaya çıkardığı sorunları irdeliyor. Özellikle son yıllarda testlerin ve sınavların çocuklar üzerindeki yok edici etkisini, okulların öğrencilerin yeteneklerini nasıl görmezden geldiğini ve becerilerini nasıl körelttiğini örneklerle anlatıyor.

Ken Robinson, “Eğitim üzerinde büyük bir etkiye sahip olan yoğun siyasi baskının tamamen farkındayım. Ancak… Eğitim, parlamentonun komite odalarında ya da siyasetçilerin etkili konuşmalarında şekillenmemeli.” diyor.

“Yaratıcı Öğrenciler” kitabında eğitimde bir devrimin nasıl gerçekleştirilmesi gerektiğine dair ipuçlarını bulmanız da mümkün. Eğer eğitimle ilgileniyorsanız üç seçeneğiniz var: Sistem içinde değişiklikler yapmak, değişiklikler yapmak için sisteme baskı yapmak ve sistemin dışında inisiyatif almak.

Robinson öğretmenler için de ufuk açıcı değerlendirme ve önerilerde bulunuyor. Her şeyden önce öğretmenlerin verimli çalışabilmesi için okulun güvenli bir yer olması, öğrencilerin kendilerini rahat hissetmeleri gerektiğini ve bu sorunlar çözülmeden öğretmenlerin gerçek performanslarını gösteremeyeceklerini vurguluyor.

“Öğretmen, öğrenci için neyin önemli olduğunu bilmek zorundadır” diyen Robinson, müziğe ilgisi olan öğrencilere “hepiniz matematik sınavından geçmek zorundasınız” demek yerine “Matematikte iyi olmanız müzik çalışmalarında yer almanızı ve o alanda başarılı olmanızı sağlayacak” demenin sonuçlarının farklı olacağını vurguluyor.

Öğretmenin en temel görevinin öğrencilerin öğrenebileceği koşulları oluşturmak ve onların öğrenmelerini kolaylaştırmak olduğunu belirten yazar, öğretmen niteliklerinin de bu göreve uygun inşa edilmesi gerektiğini düşünüyor. Robinson’a göre öğretmenler, zamanlarının büyük bir kısmını disiplin sorunları, testler ve kırtasiye işleriyle geçirirler. Bu işlerin öğretmenin görevi olduğunu düşünebilirsiniz ancak öğretmenin asıl işi öğrencilerin öğrenmelerine yardımcı olmaktır.

Ken Robinson, bir nevi eğitim manifestosu niteliğindeki kitabında eğitim ile ilgili temel düşüncesini şu şekilde ifade ediyor: “Eğitim küresel olduğu kadar aynı zamanda kişisel bir konudur. Eğer eğitimin insanların zihnini ve kalbini zenginleştirdiğini unutursak diğer hiçbir hedefe ulaşamayız. Mevcut eğitim sistemindeki sorunların çoğunun temelinde bu noktayı anlamamak yatıyor. Tüm öğrenciler kendi umutları, yetenekleri, kaygıları, korkuları, tutkuları ve istekleriyle eşsiz bir bireydir. Öğrencileri birer birey olarak görmek başarıyı artırmanın özünü oluşturur.”

Robinson geleneksel eğitim uygulamalarına, herkesin nasibini alacağı cinsten eleştiriler de getiriyor. Bu eleştirilerini “Yenidoğan bebeklerin, etraflarındaki dünyayı öğrenmek için bitmez tükenmez bir isteğe sahip olmalarına rağmen biz ne yapıyoruz da çocuktaki bu öğrenme isteğini yok ediyoruz?” şeklinde sorularla destekleyerek okuyucu ile geleneksel eğitimin sorunlarını ve çözüm önerilerini paylaşmaya çalışıyor.

Yazar, öğrencilerin çoğunun bu sistemle çatışma yaşadıkları için kendilerini birer sorun olarak gördüklerini ve zeki olmadıklarını düşündüklerini iddia ediyor.  Bazı insanların öğrenme zorluğu yaşayabileceğini ve özel desteğe ihtiyaç duyabileceğini ancak bazıları için asıl sorunun öğrenememeleri değil, nasıl öğreneceklerini bilmemeleri olduğunu belirtiyor.

Ken Robinson “Yaratıcı Öğrenciler” kitabında öğrenmeyi eğlenceli hale getirmek, öğrenmeyi öğretmek, müfredatın nasıl olması ve neleri içermesi gerektiği, eğitim ortamlarının demokratik olması, değerler/karakter eğitiminin önemi, sınavlar ve ölçme değerlendirme gibi birçok konuda alternatif düşünceler ortaya koymakta ve bu düşüncelerini dünyadan uygulama örnekleriyle desteklemektedir.

Değerli öğretmen arkadaşlarıma, farklı coğrafyalarda yaşamış olsa da aramızdan biri olan Ken Robinson’un “YARATICI ÖĞRENCİLER” kitabını okumaları öneriyorum.

Selam, sevgi ve saygılarımla.

Muhammet YILMAZ

Öğretmen/Eğitimci-Yazar

www.muhammetyilmaz.com