SEMİNER VE KONFERANSLAR
Tüm Seminerler için Tıklayınız.
FACEBOOK
TWİTTER
DUYURULAR

Öğretmenliğin incelikleri, püf noktaları, yaşanmış olaylar, pratik uygulamalar, öğretmen ve öğrenci anıları, öğrencilerin istenmeyen davranışlarına karşı stratejiler ve çok daha fazlası;

BU KİTAPTA!

ETKİLİ ÖĞRETMENLİK: Bu eser, öğretmenlik mesleği ile ilgili konuları ana hatlarıyla incelemeye, akademik ve teorik bilgileri deneyimlerle bütünleştirerek bunları hatıralar ve mesleğin incelikleriyle ortaya koyma gayretinin ürünüdür. Kitap, insan ve eğitimi, etkili öğretmenliğin incelikleri öğretmen- öğrenci iletişimi, sınıf yönetimi ve öğretim yöntemleri konularına dair birikimi okuyucusuyla buluşturmaktadır.

Okullarda “Toplumsal Uzlaşı ve Birlikte Yaşama” Eğitimi Üzerine Öneriler

Okullarda “Toplumsal Uzlaşı ve Birlikte Yaşama”

Eğitimi Üzerine Öneriler

Yaşadığımız toplumsal sarsıntı (15 Temmuz darbe, iç savaş ve işgal girişimi), bize birlikte, barış içinde yaşamak zorunda olduğumuzu ve bunu başarabileceğimizi yeniden öğretti. Darbe girişiminden sonra bütün farklılıklarımıza rağmen, ortak değerler etrafında bir araya gelebildiğimizi yeniden fark ettik. Özellikle Yenikapı’daki mitingde, iktidar ve muhalefet partilerinin ve bu partilere mensup farklı politik görüşten insanların bir araya gelmesi ortak değerler etrafında bir araya gelebileceğimiz ve birlikte yaşayabileceğimiz konusunda cesaret vericiydi.

Darbe girişimi gecesi ve daha sonrasında demokrasi nöbetlerindeki sokak görüntülerinde, farklılıkların birlikte yaşama bilinci açısından güzel örnekler ortaya çıktı. Biri açık, diğeri çarşaflı iki kadını yan yana Türk bayrağı sallarken gördüğümüz manzaraya benzer onlarca örneğe rastladık. 15 Temmuz öncesi, birbirine en ağır hakaretleri etmekten çekinmeyen siyasetçiler bir araya gelip çay içti, aynı mitingde buluştu ve aynı kaygıları dile getirdi.

Yaşadığımız sosyal ve politik sorunlardan dolayı parçalanmış bir toplum görüntüsünden, kısa bir süreliğine de olsa uzaklaşmış olmak vatandaşlarımızı çok memnun etti. Hemen herkes bu birlikteliğin devam etmesi gerektiğini dile getirmeye başladı. Bu uzlaşı sürecinin aynı şekilde devam etmesini beklemek pek gerçekçi değil. Tabii ki, muhalefet partileri iktidarı eleştirecek ve alternatif görüşlerini halka duyuracaktır. Ama en azından bundan sonra kendilerinden, toplumsal parçalanmaya yol açacak söylem ve eylemlerden uzak durmalarının beklendiğini anlamışlardır.

Önemli olan bu uzlaşı sürecini tabana yaymak ve sürekliliğini sağlamaktır. Bunu başarmak için eğitim ve medyanın gücünün kullanılması gerekir. Toplumsal uzlaşının devamı için yaygın eğitim etkinlikleri daha çok medya aracılığıyla yürütülebilir. Uzun vadeli, kalıcı değişimler için örgün eğitim kurumlarında okutulan ders programları, buna göre yeniden düzenlenmeli, ders programlarına toplumsal uzlaşı ve birlikte yaşama ile ilgili konu ve kazanımlar yerleştirilmelidir. Okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve liseler için ayrı ayrı konu ve kazanımlar belirlenmeli, okul düzeyine göre, oyunlar, etkinlikler ve zihinsel tekniklerle toplumsal uzlaşı ve birlikte yaşamanın düşünsel ve pratik eğitimi verilmelidir.

Konunun ders programlarında yer alması uzun çalışmalar gerektirir. Ancak biz bu eğitime hemen başlamalıyız. Her geçen yıl bir nesil kaybetmek ile karşı karşıyayız. Bu sebeple okulların açıldığı ilk dersler; toplumsal uzlaşı, birlikte yaşama, demokrasi ve temel insan haklarına yönelik işlenmelidir.

Öğrencilerin derslere toplumsal uzlaşı ve birlikte yaşama konusu ile başlangıç yapması, olguya dikkat çekmek açısından önemli ve anlamlıdır. Bu bağlamda, Milli Eğitim Bakanlığı hemen bir çalışma başlatabilir ve ilk hafta/ilk derslerde neler yapılabileceğini kararlaştırabilir. Okul düzeylerine göre öğretmenlerin sınıf içi ve sınıf dışı ne tür etkinlikler yapabileceği belirlenebilir ve örnek etkinlikler hazırlanabilir.

Toplumsal uzlaşı, birlikte yaşama ve temel insan hakları ile ilgili verilecek eğitimde hareket noktası olarak şunları önerebiliriz:

1.      Varlıklar birbirinden farklıdır ama benzer yönleri ve ortak noktaları da vardır.

2.      İnsanların yaratılışları, dış görünüşleri, duygu ve düşünce dünyaları birbirinden farklıdır. Bu doğal bir durumdur. Bu doğallığı zorla değiştirmek gibi bir amacımız olmamalıdır.

3.      Her insan biriciktir, kendine özgüdür ve sahip olduğu özellikleriyle değerlidir.

4.      Eğitimin insanı tek tipleştirmek gibi bir amacı ve işlevi yoktur, olmamalıdır. Eğitim, bireyin sahip olduğu yetenekleri keşfetmek ve becerilerini geliştirmek hedefiyle hareket etmeli, onu değiştirip dönüştürürken üretken bir yapıda kendini gerçekleştirmesine katkı sağlamalıdır.

5.      Birbirimizi iyi ve doğru bildiğimize davet edebiliriz ama birbirimizi farklılıklarımızla birlikte kabul etmeyi de bilmeliyiz.

6.      Farklı yaratılış özelliklerine sahip olan insanların düşünce, inanç ve yaşam biçimlerindeki tercihlerinin farklı olması doğaldır ve bu doğallık bireyler tarafından özümsenmelidir.

7.      Farklılıklar insanlık için bir zenginliktir. Bu farklılıklar olmasaydı insanlar bugünkü gelişmişliğe ulaşamazdı. Bunun için farklılıklarımızı yok etmeye değil saygı duymaya ve onları korumaya yönelik çalışmalıyız.

8.      Düşünce ve inancı benimsemesi için zor kullanmak veya aldatıcı girişimlerde bulunmak, insana iyilik değil tam aksine büyük bir kötülüktür.

9.      Bireysel ve toplumsal sorunların çözümü için, insanlar birbirinden ne kadar farklı olursa olsun iletişim kanalları açık olmalıdır. Yeni nesillere, farklılıklarla iletişim kanallarının nasıl açık tutulabileceğine dair beceri eğitimi verilmelidir.

10.  Farklılıkların birbirini anlaması, anlamak için tanıması gerektiği, bunun için en önemli adımın önyargılardan arınmak olduğu vurgulanmalı. Ön yargıların nasıl aşılabileceğine dair eğitim etkinlikleri düzenlenmelidir.

11.  Eğitim ortamları toplumsal uzlaşıya, birlikte yaşamaya yönelik olarak yeniden düzenlenmelidir.

Muhammet YILMAZ

Öğretmen/Eğitimci-Yazar

https://www.facebook.com/sayfamuhammetyilmaz

https://twitter.com/muhammet_yilmaz

www.muhammetyilmaz.com

 


Facebook sayfamızı beğenerek ve Twitter'den takip edebilirsiniz