SEMİNER VE KONFERANSLAR
Tüm Seminerler için Tıklayınız.
FACEBOOK
TWİTTER
Duyurular

-----

Konferanslar Seminerler Atölyeler

Amaç, İçerik ve Eğitim Süreçleri için tıklayınız 

Konferans, Seminer ve Atölye çalışması isteklerinizi
muallimmy@gmail.com e-posta adresine yazabilirsiniz.

----

Muhammet Yılmaz'ın Seminer ve Konferans Programlarından Bazıları

(Seminerlerin yeri konusu ile ilgili bilgi almak için iletişim bölümünden bilgi talep edebilirsiniz.)

 
  • 24 Şubat 2024-KONYA
  • 17 Şubat 2024-ANKARA
  • 06-07 Şubat 2024-KOCAELİ
  • 20 Ocak 2024-ANKARA
  • 09 Ocak 2024-ÇATALCA
  • 06 Aralık 2023-AKSARAY
  • 30 Kasım 2023-KONYA
  • 21 Kasım 2023-GÜNGÖREN
  • 18 Kasım 2023-BURSA
  • 09 Ekim 2023-İSTANBUL
  • 13 Eylül 2023-ANKARA
  • 06 Eylül 2023-İSTANBUL
  • 05 Eylül 2023-KOCAELİ
  • 01 Eylül 2023-ANKARA
  • 21 Temmuz 2023-RİZE
  • 02 Mayıs 2023-DENİZLİ
  • 15 Nisan2023-İSTANBUL

 

FOTOKOPİ PARASI İLE TUVALETİN KAPISINI ONARMANIN DERDİNE DÜŞEN OKUL MÜDÜRÜ EĞİTİMİ YÖNETEMEZ

FOTOKOPİ PARASI İLE TUVALETİN KAPISINI ONARMANIN DERDİNE DÜŞEN OKUL MÜDÜRÜ EĞİTİMİ YÖNETEMEZ

      “Eğitimin kalitesinin iyi yönetilmesine bağlı olduğunu düşünüyorum. Okul yöneticiliğinin de sorumluluk isteyen zahmetli bir iş olduğunu biliyorum. Bu göreve talip olan ve fedakârca çabalayan yönetici arkadaşları da tebrik ediyorum…”

    Yukarıdaki cümleler bir süre önce yazdığım “MÜDÜRÜMÜN PUANI YOKTUR YÂRİN İMANI”[1] başlıklı yazımın son paragrafının bir kısmını oluşturuyordu. Okullara müdür atamalarının yapıldığı bu günlerde konu, eğitim boyutuyla irdelenmesi gerekirken çok daha basit ve yüzeysel tartışmalarla geçiştirilmesi, eğitimimizin geleceği açısından maalesef bizi karamsarlığa sevk etmektedir. Çünkü okul müdürlerinin ataması liyakat ve adaletle yapılması gerekirken daha çok sendikal ve politik ilişkilerle ilişkilendirilerek konuşulmakta ve tartışılmaktadır. Bu da biz eğitimcileri sorunu ana ekseninden uzaklaşmamıza sebep olmaktadır.

     Konuyu pratik boyutlarıyla düşündüğümüzde, okulların yönetiminde üç ana işlemden bahsedebiliriz. Bunlardan birincisi okulu, fiziki ihtiyaçları karşılayabilecek durumda tutmaktır. Okulun duvarı, boyası ve temizliği gibi konular fiziki şartlarla ilgilidir.  İkincisi okulun resmi bürokratik işleri ile ilgilidir. Yöneticiler, okulda eğitim öğretim faaliyetlerinin kanun ve yönetmeliklere uygun olarak yürütülmesini sağlamakla sorumludurlar. Okulların yönetimlerinde üçüncü ana işlem ise eğitimin yönetimidir.

   Okul müdürlerinin asıl işi eğitimi yönetmek olmalıdır. Ancak günümüzde okul müdürlerinin bir kısmı eğitimi yönetme bilgi ve becerilerinden maalesef yoksundurlar. Bazı okul yöneticileri ise eğitimi yönetecek bilgi ve beceriye sahip olmasına ve bunu yapmak istemelerine rağmen imkânlar ve şartlar buna izin vermemektedir.

      Devletin okullara verdiği ödenekler -büyük onarımlar hariç- okulun bakım ve onarım ihtiyaçlarını karşılamamaktadır. Okulların en önemli sorunlarından biri olan temizlik ihtiyaçları ise tamamen okul yönetiminin ekonomik kaynaklar yaratmasına bağlıdır. Bu şartlarda müdürler zaman ve enerjilerini okulda fotokopiden gelecek üç beş kuruş ile tuvaletin kırılan kapısını onarmak için harcamaktadır. Türkiye’nin ağır bürokratik şartlarını da göz önünde bulundurduğumuzda okulun işleyişi ile ilgili bürokratik işlerle ilgilenen sorumluluk sahibi bir müdürün iflahı sökülmekte ve eğitimin kalitesini iyileştirecek çalışmaları yerine getirememektedir. Türk eğitim sisteminin en önemli sorunlarından biri de budur.

     Peki, okulun ve eğitimin yönetimi ile ilgili hangi çözümler üretilebilir? Bu soruya yazımızın kapsamı içinde; biri okulun fiziki ihtiyaçları sorununun çözümüne diğeri de müdür atamalarına yönelik olmak üzere iki açıdan cevap verilebilir.

      Merkezi yönetim (Ankara) okulların bakım, onarım ve temizlik ihtiyaçlarının karşılanması işini yerel yönetimlere vermelidir. Bu çok kolay bir yetki devridir ve önemli bir sakıncası da yoktur. İl yönetimleri aracılığıyla öğrenci sayısı ve fiziki kapasite gibi bazı ölçütlere göre belediyelere kaynak aktarılır ve belediyeler okulların bakım, onarım ve temizliğini yaparlar. Halka karşı hesap verme durumunda olan belediyeler oy toplamak amacıyla da işlerini çok daha kaliteli yapmaya çalışırlar.

       Müdür atamaları ise liyakat ve adalet temelinde proje geliştirme ve uygulama esasına göre yapılmalıdır. Bu sistemde müdür olacak kişide aranacak şartlar yönetmelikle belirlenir. Müdür adaylarının kanun ve yönetmelik bilgilerinin yanı sıra, genel kültür, anlama, yorumlama ve sosyal ve psikolojik algılarını belli düzeyde ölçebilecek bir yazılı sınav yapılır. Bu sınav bir ön eleme niteliğinde düşünülmelidir. Ardında müdürlükleri açık olan okullar ve bu okulların akademik başarı, sosyal, kültürel, sanatsal durumu hakkındaki veriler ilan edilir. Müdür adaylarından atanmak istediği okul/okullar ile ilgili beş yıllık bir proje geliştirmesi istenir ve onlara süre verilir. Yönetmelik okul müdürünün bir ekiple birlikte atanmasına müsaade ediyorsa müdür adayı projeyi de bu ekiple hazırlar. Projede beş yıllık hedefler/amaçlar kaynaklarla birlikte açıkça belirtilir, okulun mevcut sorunlarına hangi çözümlerin üretileceği ve bunların nasıl uygulanacağı açıklanır. Müdür adayları politik duruşlarının değil, projelerinin ciddi olarak sorgulandığı bir mülakata alınır ve ilgili komisyon projeyi puanlayarak değerlendirir. Okul müdürleri de bu puanlamaya göre beş yıllığına atanır. Her yıl hedeflere ulaşıp ulaşılmadığı ile ilgili denetlenerek takip edilir.

     Okulun bakım, onarım ve temizliğini dert etmeyen, elinde ne zaman ne yapacağı ile ilgili planı ve projesi olan okul yöneticisi de zamanını, birikimini ve enerjisini eğitimin kalitesini iyileştirmek için harcama imkânı bulur. Değerli eğitimci arkadaşlarıma ve karar alma pozisyonundaki muhterem devlet büyüklerime saygılarımla.

Muhammet YILMAZ

Öğretmen/Eğitimci-Yazar

http://www.muhammetyilmaz.com

https://twitter.com/muhammet_yilmaz